İZSİZ GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATI
İzsiz Göğüs Büyütme Ameliyatı

Büyütme ya da küçültme ameliyatlarında tüm bu faktörler, göz önünde tutularak değerlendirme yapılır. Bunlardan başka, hastanın mesleki durumu, sosyo kültürel ve sosyo ekonomik durumu da bu değerlendirmelerde önemli rol oynamaktadır.
Örneğin, bir ev hanımına yapılan bir göğüs ile bir sahne sanatçısına yapılacak göğüs farklı olmaktadır. Sahne sanatçısında, genellikle, kişinin isteği doğrultsunda, daha göz dolduran, dikkat çeken biçimde bir göğüs hedeflenirken bir ev hanımına daha farklı bir göğüs tasarlanmaktadır.Tüm bunlara, hasta ile birlikte konuşarak karar verilir.
Göğüs Büyütmede Nasıl Bir Yöntem Uyguluyorsunuz?
Günümüzde kullanılan pek çok göğüs büyütme ameliyat tekniklerinden en kolay ve en çok tercih edileni, silikon ya da silikon içermeyen bir protezin, kas ve göğsün arkasına doğru yerleştirilip göğüsnin dikleştirilip, büyütülmesi şeklinde uygulananıdır.
Hastanın vücuduyla orantılı olacak şekilde, göğüs büyüklüğüne karar verdikten sonra, hangi tip protez kullanılacağına karar verilip, hasta ile birlikte ameliyatın nereden yapılacağına karar verilir. Protez yerleştirmek için en çok kullanılan yerler, göğüs altı, göğüs ucu ve koltuk altı bölgelerinden yapılan kesilerdir.
Daha çok da iz bırakmayacağı, göğüsde görünen bir kesi olmayacağından ve süt kanallarıyla, kası kesmeye gerek olmayacağı için koltuk altında, terleme bölgesindeki, katlanma çizgileri içinden yapılan 2 cm.lik küçük bir kesiden girerek yapmak tercih edilir. Hem görülmeyen bir bölge olduğundan hem de bir kaç ay sonra bu izin de büyük ölçüde yok olup, katlanma çizgileri ile karışacağından, iz problemi de olmamaktadır.
Göğüs altından ya da göğüs ucundan yapılan ameliyatlarda ise göğüs dokusu da kesildiği için göğsün bütünlüğü de bozulabilmektedir. Koltuk altından yapılan ameliyatlar, göğüs dokusuna hiç dokunmadan yapılır. Bu teknik sayesinde, hasta ilerde, doğum yaparsa, rahatlıkla emzirebilmektedir. Protez, göğüs arkasında olduğu için sarkmaya da neden olmaz. Göğüs altına konan protezler ise göğsü aşağıya doğru çekerek sarkmaya neden olabilmektedir. Bu nedenle protezin kas altına konması tercih edilmektedir.
İz Kalır mı?
Ameliyat Ne Kadar Sürer?
Hastanede Ne Kadar Kalınır?
Göğüs büyütme ameliyatlarında hasta, sabah 7.00 de, hastahaneye gelerek, ameliyat öncesi gerekli tahlilleri yapılır. Daha sonra, hangi protezin kullanılacağı, protezin hangi bölgeye nasıl yerleştirileceği konusunda bir çizim yapılarak, hekim ile birlikte yeniden bir değerlendirme yapılır. Tahlil sonuçları belli olduktan sonra hasta ameliyathaneye alınır.
Tüm bu işlemler, 15- 20 dakika süren ameliyat ile birlikte yaklaşık bir buçuk saat kadar sürmektedir. Ameliyat sonrasında odaya alınan hasta, kendisine gelip, kendini iyi hissedene kadar odada istirahat ettirilir.
Çoğunlukla aynı gün öğleden sonra taburcu edilen hastalar, istedikleri takdirde geceyi hastanede geçirmeleri de mümkündür. Hastalar, ameliyat sonrası hekim tarafından yazılan ilaçlarını düzenli olarak kullanmalıdırlar.
Ağrı Olur mu?
Ameliyat Sonrası
Ameliyat sonrası, dren uygulanması, dikişlerin alınması gibi uygulamalar sözkonusu değildir. Dikişler içerden yapılıp, dışarıdaki küçük keside yapıştırma tekniği kullanılır.
Hastanın iyileşmesi genellikle, 3-4 gün sürmektedir. Bu süre içinde hasta hafif işlerine dönebilmektedir. Ancak, bazen bu süre, hastanın ağrı eşiğine bağlı olarak 7-10 güne uzayabilmektedir. Hastanın spor yapmaya başlaması için ise, ortalama 1-1, 5 aylık bir sürenin geçmesi önerilmektedir. Bu süre içinde, dokulardaki ödem azalmış ve iyileşme sağlanmış olmaktadır.
Protez Çeşitleri
Protezler, temelde, serum fizyolojik içeren ve silikon içeren olarak iki çeşittir. Kliniğimizde genellikle serum fizyolojik içeren protez kullanımı tercih edilmekte, ancak bazı durumlarda silikon jelli protezler de kullanılabilmektedir. Kullanılan tüm protezlerin hepsinin patlama yırtılma riski aynı olup, yapılan istatistiklere göre %3 gibi bir orandır. Serumlu protezler de, silikon jelli protezler de patlayabilir. Silikon jelli protezlerin patlaması durumunda hastanın dokusuna silikonun teması, her ne kadar ispatlanmış bir olumsuzluk olmasa da tercih edilgöğüsktedir.
Serumlu protezler ise patlasa da, daha doğal olup, bir bardak su içmiş etkisi gösterdiğinden, vücutta yabancı bir madde temasından kaçınılmış olunmaktadır. Bu nedenle tercih edilir. Bazı çok özel durumlarda, bazı göğüs dokularında, jel protez kullanmak da gerekebilir.
Doğurmaya, Emzirmeye Engel mi?
Göğüs ametliyatlarında hastalar genellikle genç kızlar olduğundan, bu kişiler genellikle, ileride evlenip çocuk sahibi olabiliyorlar. Dolayısıyla, bu kişilerin, evlenip, doğum yapmasında hiç bir engel bulunmamaktadır. Kullanılan protezlerin, kişinin kendisine ya da bebeğe hiç bir yan etkisi yoktur.
Göğüs protezi bulunan kişilere, hamilelik sırasında kilolarının %10-15’inden fazla kilo almamaları önerilmektedir. Aksi halde, aşırı kilo alındığında, göğüslerde deformasyon, çatlama ve sarkmalar görülmektedir.
Kilo ve anne sütünün de etkisiyle aşırı büyüyen göğsün dış cildi çatlayıp bozularak, göğsün ileride sarkmasına yol açabilir. Göğüs protezi olan hamile hanımların bu nedenle kilolarına dikkat etmeleri gerekir. Ancak doğum sonrası aşırı kilo nedeniyle deforme olan göğüslerin tekrar bir ameliyatla revize edilmesi de mümkündür.
Protez Patlarsa...
Kullandığımız, silikon ya da serum fizyolojikli olan tüm göğüs protezlerinde patlama riski vardır. Bunlar sonuçta fabrika imalatı tıbbi materyallerdir. Protezlerin dışlarında bulunan çeper, her hangi bir şekilde yırtılabilir, sızdırabilir. Bu olasılık, tüm protezlerde yapılan istatistiklerde eşit olup %3 olarak bildirilmektedir.
Jelli protezleri patlamasını hastalar genellikle hemen anlamazlar, göğüsde oluşan şekil değişikliği ancak 1-2 senede anlaşılır.
Serum fizyolojikli protezlerde ise protezin patladığı hemen anlaşılmaktadır. Göğüs hemen küçülür. Bu çok önemli bir avantaj oluşturur çünkü patlayan protez, küçük bir müdahale ile yeniden koltuk altından lokal anestezi ile girilip, değiştirilebilmektedir.
Jelli protezde olduğu gibi göğüs dokusunun altını, kasın altını, temizlemek, yıkamak gibi işlemler gerekmez. Jelli protezlerde protezin patladığı, geç farkedilerek, pek çok kez protez malzemesi vücudun diğer bölgelerine göç etmiş olabilir. Bu, enfeksiyon riskine de sebep olabildiğinden daha büyük, daha komplike bir ameliyatla bölgeyi açıp, silikon materyalli protez parçalarını iyice temizlemek gereklidir.
Serum fizyolojik tercih edilmesinin en büyük sebeplerinden biri de patladığının hemen fark edilmesi kolaylıkla değiştirilebilmesidir.
Damla Protezler Hakkında
Son zamanlarda damla protez denilen anatomik yapılı, damla şeklindeki protezler, bir çok plastik cerrah tarafından tercih edilmektedir. Ancak, damla protezlerin arkaları yuvarlak olduğu için bu protezlerde dönme riski bulumakta, yani protez kendi etrafında sağa ya da sola doğru yön değiştirebilmektedir.
Bir diğer konu da, genellikle hastalar, dekolte bölgesinde dolgunluk yani göğüslerin bir miktar bu bölgeden belli olmasını isterler. Oysa damla protezlerin üst kısımları, ince ve dar olduğu için bu dekolte dolgunluğunu pek veremez, kasın altına konduğunda, kas da protezi ezdiği için iyice kaybolur. Bu olumsuzluklar nedeniyle damla protez yerine, yuvarlak protezleri tercih etmekteyiz.
Yuvarlak protez, nereye dönerse dönsün hep yuvarlaktır, şekil değişimi olmaz. Bu protez kas altına konduğu için, göğüs adelesi zaten bastırıp, protezi damla haline getirir. Kullandığımız, serum fizyolojik protezler, normal jel protezlere göre, daha yumuşak ve daha doğal dokulu olduğu için protez adele tarafından daha kolay şekillenmekte, dekolte bölgesinde hafif bir dolgunluk sağlanmaktadır. Bu nedenle, daha doğal, görüntü olarak da daha hoş bir görüntü elde edilir.
Kapsül Kontraktürü Nedir?
Vücudumuza giren tüm yabancı maddelere karşı vücudumuz bir reaksiyon gösterir ve bunu vücuttan sınırlamaya, ayırmaya çalışır. Konulan protezler de bir yabancı madde olduğu için vücut bunun etrafında bir kılıf oluşturur. Cebin etrafını saran, nispeten ince, bazı durumlarda kalınlaşabilen bir kapsül oluşturur. Bu kapsül zararlı değildir ancak bazı hastalarda, protezlere karşı reaksiyon daha fazla olabilir ve bu kapsül oluşumu daha şiddetli olabilir. Zamanla bu oluşum protezi iyice sıkıp, hapsetmeye çalışır. Bu gibi durumlarda göğüste sertleşme, kapsülde kalınlaşma olmasına kapsülün kontrakte olması denir.
Sağlık açısından bir zararı yoktur ancak protezin dolayısıyla göğsün görüntüsünü bozduğu için bunun olması istenmez. Bunun olmaması için de hastalara, ameliyat sonrasında, çok önem verilen, bir dizi masajlar önerilir. Bu masajlar düzenli olarak yapıldığında bu komplikasyona maruz kalma riski çok düşüktür.
Damla protezlerde, protezin cebi, tam protez boyunda açıldığı için, bir kapsül kontraktürü durumunda, reaksiyon biraz daha fazla olmaktadır. Yuvarlak protezlerde ise cep biraz daha büyük açılabilir dolayısıyla protez içerde rahatça hareket edebilir. Bu da kapsül kontraktürü riskini azaltan faktörlerden biridir.